Fethiye, antik zamanlardan beri yerleşim yeri olarak kullanıyor. Uzun geçmişi ve pek çok tarihi esere sahip olması nedeniyle Fethiye müzeler ve ören yerleri açısından oldukça zengin. Bu bölge Antik Likya zamanında Teke yarımadasının liman kenti olarak kullanılıyor. Likya’nın en batıdaki yerleşim yeri Telmessos‘un liman kenti olan Fethiye’nin pek çok noktasında önemli tarihi eserler barınıyor.

Fethiye’deki ilk müze 1962 yılında kaymakamlık görevini yapan Recep CEYLAN aracılığıyla kuruluyor. Bu müze 1957 depreminin ardından yeniden düzenlenen kent ve çevresindeki eserlerin toplanmasıyla oluşturuluyor. 1962 yılında Antik Telmessos Tiyatrosu önünde açılan Fethiye Müzesi’ndeki eserler açık havada sergileniyor. 1987 yılında yeni konumuna taşınan müze, o günden beri aynı adreste ziyaretçilerini ağırlıyor.

Fethiye Müzesi Otellerini İnceleyin

Fethiye Müzesi Nerede?

Adından anlaşılacağı üzere Fethiye Arkeoloji Müzesi, Fethiye ilçesinde bulunuyor. Ege Bölgesi’nin önemli turistik illerinden olan Muğla’nın sınırları içerisinde yer alıyor. İlçe merkezindeki müze, deniz kıyısına da oldukça yakın konumda.

Fethiye Müzesi'nde Sizi Ne Bekliyor?

Arkeoloji Müzesi’nde Fethiye ve çevresindeki antik yerleşim alanlarına ait buluntuları görebilirsiniz. Bunlar arkeolojik kazılardan elde edilen ve bireylerin bulduğu tarihi eserlerden oluşuyor. Fethiye Müzesi içerisindeki eserlerin tarihi, milattan önce 3 bin ile yakın dönem Osmanlı İmparatorluğu'na kadar uzanıyor.

Müzede iki bölüm yer alıyor. Arkeoloji salonu ve açık hava sergi alanı olarak kullanılan etnografya bölümü bulunuyor. Büyük taş bloklar ve lahitler bahçedeki alanda yer alırken nispeten daha küçük, hassas ve özel eserler müzenin içerisinde görülebiliyor. Salondaki tüm eserler kronolojik bir sıra ile sergileniyor.

Fethiye Müzesi Arkeoloji Salonu

Arkeoloji salonunun girişinde 2011 yılında Tlos Antik Kent Tiyatrosu kazısında bulunan Roma imparatorlarından Hadrianus ve Antoninus Pius sizi karşılıyor. Devamında Roma ve Helenistik dönemlerine tarihlenen tanrı, tanrıça ve imparatorlar heykellerini görebilirsiniz. Bu heykellerden bazıları, bulunamadığı bazılarıysa çalındığı için başsız olarak sergileniyor.

Salondaki eserler daha çok Tunç, Arkaik, Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ait. Bunlar arasında topraktan ve su altından çıkarılan buluntular yer alıyor.

Sergilenen eserlerin büyük bir kısmını seramik eşyalar, heykeller ve heykel başları oluşturuyor. Ayrıca gündelik yaşamda kullanılan cam, metal eşyalar ve çeşitli medeniyetlere ait paralar da arkeoloji salonunda gruplar halinde sergileniyor. Bu alanda görebileceğiniz diğer eserler arasında şunlar bulunuyor:

  • Kaunos Antik Kenti‘nden getirilen Kaunos Kybele‘si adındaki figür
  • Gemilerde ve evlerde gıdaları saklamak için faydalanılan çömlekler
  • Giysileri tutturmak amaçlı kullanılan çengelli iğneler
  • Batan bir gemiden çıkarılan pruva heykeli
  • Uğur getirdiğine inanılan heykeller
  • Bankacılık sistemini anlatan bir stel
  • Kadın ve erkek yüzükleri
  • Küpeler
  • Kolyeler
  • Çömlek kaplar
  • Süs eşyaları
  • Tanrı sunakları
  • Terazi
  • Yağdanlık

Fethiye Müzesi Etnografya Salonu

Etnografik salondaki eserler ağırlıklı olarak Menteşe Beyliği’ni ve Bizans’ın son dönemlerini yansıtıyor. Burada dönemin buzdolabı olarak kullanılan büyük bir toprak çömleği görebilirsiniz. Toprağa gömülerek yararlanılan bu çömlekler, gıdaların toprak altındaki serin ortamda bozulmadan daha uzun süre taze kalmasını sağlıyor. Yalnızca muhafaza amaçlı kullanıldıkları için taşıma sapları bulunmuyor.

Açık müze alanında yapılan kazılarla bulunan sütunlar, büyük taş eserler, yazıtlar ve lahitler de yer alıyor. Bunlardan en önemlisi Likya kültürünü yansıtan Izraza Anıtı.

Tarihsel açıdan önemli bir yeri olsa da Izraza Anıtı bazı insanlar tarafından yeterince önemsenmiyor. Arkeologlardan önce tarihi eser kaçakçıları lahiti buluyor ve içerisine ulaşmak için kırıyor. Lahitin içindekiler hazine avcıları tarafından yağmalanmış olsa da dış kısmından kalan parçalar müzede bütün halinde sergileniyor.

Fethiye Müzesi'nin Öne Çıkan Tarihi Eserleri

Fethiye Müzesi’nde tarihin farklı dönemlerine ait pek çok eser bulunuyor. Dönemin inançları, yaşam şekilleri ve tarihi olayları hakkında bilgi veren bu eserlerin tarihi antik çağlara kadar uzanıyor.

Üç Dilli Yazıt

Fethiye Müzesi’nde bulunan en önemli eser, Likçe dilinin deşifre edilmesine yardımcı olan Üç Dilli Yazıt, diğer adıyla Tringual Stel’dir. Tarihe önemli katkıları olan bu stel Fethiye içerisindeki Letoon Antik Kenti’nden müzeye getiriliyor.

Dikdörtgen prizması şeklindeki taşın üç yüzeyine üç farklı dilde aynı metin yazılı. Stel üzerinde Likçe, Grekçe ve Aramice dilleri bulunuyor. Aynı metnin farklı dillerde yazılması sonucu bilinen diller referans alınarak Likçe dili büyük ölçüde çözülüyor. Bu keşif yardımıyla Letoon Antik Kenti’ne ait diğer yazılı eserler daha anlaşılır hale geliyor.

Çift Dilli Kaunos Yazıtı

Üç Dilli Yazıt gibi Çift Dilli Kaunos Yazıtı da antik bir dili çözmede kullanıyor. Stelin üzerinde Karca ve Grekçe dillerinde yazılan bir metin bulunuyor. Metinde Makedon Savaşı’nın ardından iki Atinalının Kaunoslular tarafından onurlandırdığı bir olay anlatılıyor.

Kuşlu Kız Heykeli

Kuşlu Kız Heykeli, Roma dönemine tarihleniyor. Dönem hakkında önemli bilgilere işaret ediyor. Artemis kültünü ve antik dönemde kent sınırlarında bir Artemis Tapınağı’nın olduğunu gösteriyor.

Apollon Tapınağı Mozaiği

Letoon Antik Kenti’ndeki Apollon Tapınağı’nın zemininde bulunan mozaik burada sergileniyor. Oldukça iyi durumdaki bu eserin ortasındaki güneş şekli ışık ülkesi Likya’yı, sağdaki tasvir Tanrı Apollon’u, soldaki ok ve yay ise tanrıça Artemis’i temsil ediyor.

Kakasbos Adak Stelleri

Milattan önce Akdeniz bölgesinde yazılar taşa oyularak yazılıyordu. Bunun en büyük örneği steller olsa da tanrı veya kahraman Kakasbos’a adanan adaklarda da benzer bir uygulama görülüyor. Bu adak taşlarına da Fethiye Müzesi’nde yer veriliyor.

Likya’nın kuzeydoğusundaki Kibyra bölgesi, yöreye has kılınan adak ve dilek şekliyle dikkat çekiyor. Bir arzunun gerçekleşmesi için veya gerçekleşen bir dileğin sonucunda tanrıya bir adak adanıyor. Şükür ve dua amaçlı yapılan bu adaklarda aracı olarak Kakasbos kullanılıyor.

Kakasbos adak stelleri olarak da adlandırılan bu küçük taşlara çeşitli figürler ve yazılar işleniyor. Kakasbos stellerindeki yazılarda duanın veya şükürün içeriği ile bu mesajın ulaşacağı tanrının adı bulunuyor.

Fethiye Müzesi'ne Nasıl Gidilir?

Muğla dışından Fethiye Müzesi’ne ulaşmak için hava veya kara yolunu tercih edebilirsiniz. Fethiye Müzesi Muğla Dalaman Havalimanı’na yaklaşık 50 km mesafede bulunuyor. Havaalanından müzeye araba kiralayarak veya toplu taşıma araçlarıyla gidebilirsiniz.

Kara yolu ile Fethiye’ye gitmek için özel araç dışında şehirlerarası otobüs seçeneklerinden de faydalanabilirsiniz. Fethiye Otogarı’na ortalama 2 km mesafedeki Arkeoloji Müzesi’ne toplu taşıma ile kolayca varabilirsiniz. Ayrıca müze yakınındaki feribot iskelesine giderek Yunanistan’a bağlı Rodos Adası’nı da gezebilirsiniz.

Fethiye Müzesi Ziyaret Saatleri ve Günleri

Hafta sonu dahil her gün Fethiye Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Müze açılış saati için her zaman 08.30 olsa da kapanış saati mevsime göre değişiyor. Arkeoloji müzesi yazın 19.30’da kışın ise 17.00’de kapanıyor. Müzeye giriş biletinizi alabileceğiniz gişe ise ziyaret saatinden 30 dakika önce hizmet vermeyi bırakıyor.

Fethiye Müzesi Giriş Ücretleri

Fethiye Müze giriş ücreti kişi başı 10 tl ayrıca MüzeKart da geçerli. MüzeKart’ınız ile gişeye bilet ücreti ödemeden de giriş yapabilirsiniz. MüzeKart çıkarma işlemi Fethiye Arkeoloji Müzesi’nde gerçekleştirilemiyor. Online veya fiziksel başvuru işlemleri için muze.gov.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Görmeden Dönme

Çok eski bir yerleşim yeri olan Fethiye ve çevresinde görebileceğiniz tarihi eserler Fethiye Arkeoloji Müze’si ile sınırlı değil. Fethiye Müzesi’nden yürüyerek veya araçla ulaşabileceğiniz ören yerleri şöyle:

  • Kadyanda Antik Kenti
  • Kaunos Örenyeri ve Kaya Mezarları
  • Amintas Kral Mezarları

  • Gemile Adası
  • Pınara Örenyeri
  • Tlos Örenyeri