Taşından toprağına her bir noktası ayrı güzel olan ülkemizin gölleri de bu güzellik yarışında kıyasıya mücadele ediyor. Hepsi bu yarışta başa baş olsa da içlerinden bazıları bir adım öne çıkıyor. Bu yazımızda ülkemizin en güzel göllerini sizler için derledik.

Karagöl, Artvin

Ülkemizde Karagöl ismini taşıyan belki de onlarca göl bulunuyor. Fakat ikisi Artvin sınırları içerisinde. Biri Borçka’da diğeri de Şavşat’ta olan bu iki Karagöl güzellik yarışını başa baş götürüyor. Şavşat’taki Karagöl Artvin’e yaklaşık 80 km uzaklığında bulunuyor. Göle ulaşım en rahat özel araçlarla sağlanıyor. Artvin’den araç kiralayarak Karagöl’e kadar rahat bir yolculuk geçirebilirsiniz. Karagöl’e ulaşmak için Şavşat’a gelmeden evvelki yol ayrımından dönmeniz gerekiyor. Yol boyunca yeşilin bin bir tonu size eşlik ediyor. Şayet yolculuğunuzu ekim ayı gibi planlarsanız bu sefer de kahve ve kızılın eşsiz ahengi size en güzel kareleri sunuyor.  Şavşat’ın Karagöl’ü Borçka’daki Karagöl’den biraz daha küçük. Fakat burada ilginç bir durum var. Gölde kalkan balığının yanında 11 ayrı türde akvaryum balığı da yaşıyor. Zamanında buranın bir çalışanı tarafından bırakılan akvaryum balıkları zamanla üreyerek gölün her tarafını kaplamış. Gölün etrafında bir yürüyüş parkuru ve piknik masaları bulunuyor. Fakat burada yapılacak en keyifli aktivite ne diye sorarsanız şüphesiz gölde bir sandal sefası yapmak.

Göl etrafında sandal kiralayabileceğiniz bir işletme mevcut. Bunun yanında göl etrafında bir de konaklama tesisi bulunuyor. Gelelim Borçka’daki Karagöl’e. Karagöl etrafında sık bir ağaç topluluğu var. İlkbahar ve yaz aylarında yeşilin bin bir tonuyla bezeli bu ağaçlar son bahara doğru kızıllığa bürünerek farklı bir atmosfer yaratıyor. Ağaçların yansımasıyla oluşan göl manzarası ise görülmeye değer. Borçka’daki Şavşat’takinden farklı olarak kamp ve çadır kurmak için alternatif alanlara sahip. Özellikle gölün ortasında bulunan minik adacık üzerinde çadır kurmak başlı başına bir keyif. Karagöl hafta sonları oldukça kalabalık oluyor. Sakinliği sevenlerdenseniz hafta içi gitmenizi tavsiye ediyoruz. Fotoğraf çekmeye meraklıysanız hem Borçka hem de Şavşat’taki Karagöl kadrajınıza nefis kareler düşürmekte oldukça mahir. Günün erken saatleri de fotoğraf çekmeye en uygun saatler. Yolunuz Artvin’e düşerse bu iki Karagöl’ü de ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. İki Karagöl’ü de keyifle gezmek, bir süre Karadeniz’in bol oksijenini içinize çekerek dinlenmek için Artvin otelleri sayfasına göz atabilirsiniz.

Yedigöller, Bolu

Adeta bir “göller yöresi” olan Bolu’da Mengen ile Yığılca ilçelerinin sınırları içerisinde toplam 7 göl bulunuyor. 1965’te milli park olarak ilan edilen Yedigöller yaklaşık 2000 hektarlık bir alanı kapsıyor. Milli parktan içeriye girdiğiniz anda modern yaşamın tüm stresi geride kalıyor. Park içerisindeki yüzlerce devasa ağaç mevsim değişimleriyle paralel olarak değiştirdikleri örtüleriyle bölgeyi her mevsim cennetin bir başka köşesi haline getiriyor. Milli park içerisinde gürgen, kayın vb. gibi geniş yapraklı ağaçların yanında kızılçam, köknar vb. gibi iğne yapraklı ağaçlar da mevcut. Sonbahar aylarında özellikle geniş yapraklı ağaçların kızıla çalan dalları göllere adeta makyaj yapıyor. Göllere yansıyan kızılın bin bir tonu özellikle fotoğraf meraklılarını oldukça heyecanlandırıyor. Söylemeden geçmeyelim. Milli park içerisinde büfe, konaklama vb. tesisler bulunmuyor. Bu sebepten Yedigöller’de kamp yapmak oldukça mantıklı bir alternatif. Gelin Yedigöller Milli Parkı içerisinde bulunan göllere birlikte göz atalım.

Büyükgöl: Adından da anlaşılacağı üzere 7 gölün içerisinde en büyüğü Büyükgöl. Yaklaşık 25 bin metrekare büyüklüğünde. Göl içerisinde yaşayan farklı balık türleri de mevcut.

Seringöl: Yaklaşık 2 bin metrekare bir alanı kaplayan Seringöl Büyükgöl’e göre daha kuzeyde yer alıyor. Seringöl içerisinde gökkuşağı denilen bir balık türü de mevcut.

Deringöl: Burası da adını özelliğinden almış göllerimizden. Gölün birçok noktasında derinlik 10 metreyi geçiyor. Gölün etrafında bir de yürüyüş yolu mevcut. Diğer göllerden farklı olarak bu gölde avlanmak serbest.

İncegöl: Yaklaşık 1000 metrekarelik bir alanda bulunan göl uzun ve ince formundan dolayı bu adı almış.

Sazlıgöl: Göl tamamen sazlıklardan oluştuğundan ötürü bu adı almış. İncegöl’ün bittiği noktada yer alan göl yaklaşık 5 bin metrekarelik bir alanı kaplıyor.

Nazlıgöl: Kapladığı 16 bin metrekarelik alanla Büyükgöl’den sonra en büyük ikinci göl lan Nazlıgöl tabanından sızdırdığı suların oluşturduğu şelaleden ötürü Şelale Gölü olarak da anılıyor.

Kurugöl: Yılın birçok ayı susuz olduğundan dolayı bu adı almış olan göl kapladığı 150 metrekarelik alanla Yedigöller içerisindeki en küçük göl olma özelliğine sahip.

Yedigölleri ve Bolu içerisinde bulunan daha birçok yeri doya doya gezmek için Yedigöller otelleri arasından bütçenize en uygun olanı seçip, daha ekonomik bir tatil planlayabilirsiniz.

Tuz Gölü, Konya

Tuz ihtiyacımızın hemen hemen yarısını karşılayan bu göl olağanüstü manzarasıyla da görenleri büyülüyor. Bu iki özellik gölü hem ticari hem de turistik açıdan diğer göllerden bir adım öne çıkarıyor. Ülkemizin en büyük 2. gölü olan Tuz Gölü özellikle fotoğrafçılar için eşsiz bir stüdyo. Tuz deyince aklınıza bembeyaz bir göl gelebilir fakat gölde yaşayan bazı canlılardan dolayı gölün rengi kimi zaman kiremit kırmızısına çalıyor. Gölün girişinde irili ufaklı çok sayıda kozmetik dükkânı mevcut. Buradan gölün minerallerinden üretilmiş kozmetik ürünleri satın alabilirsiniz. Tuz Gölü’nde yapacağınız en keyifli aktivite ayakkabılarınızı çıkarıp yürümek. Bir süre sonra ayaklarınızın yumuşadığını fark edeceksiniz.

Tuz Gölü hakkında bir de efsane mevcut. Rivayete göre bugün gölün bulunduğu alanda bir zamanlar uçsuz bucaksız üzüm bağları bulunuyormuş. Bir gün yaşlı bir kadın bağın önünden geçerken canı üzüm çekmiş ve bağın sahibinden bir salkım üzüm istemiş. Bağın sahibi yaşlı kadına üzüm vermemiş. Bunun üzerine yaşlı kadın senin bu bağların hep tuz buz olsun diye beddua ederek oradan uzaklaşmış. Bu bedduadan sonra bağalar tuz olmuş ve bugünkü Tuz Gölü oluşmuş. Bu elbette bir efsane. Fakat Tuz Gölü ülkemizin mutlaka görülmesi gereken yerlerinden. Unutmadan ekleyelim; yanınıza fotoğraf makinenizi ve güneş gözlüğünüzü almayı unutmayın. İlki bu eşsiz yerden albümünüze nefis kareler katmak için. Diğeri ise göz sağlığınızı koruyabilmeniz için. Çünkü Tuz Gölü’nün rengi güneşin de etkisiyle gözleri rahatsız edebiliyor. Bu eşsiz güzelliği daha detaylı gezip görmek için Konya otelleri arasından seçim yapmanızı öneriyoruz.

Salda Gölü, Burdur

Türkiye’nin Maldivleri unvanına sahip olan göl aynı zamanda ülkemizin en derin 3. gölü. Ülke sınırları içerisindeki oldukça popüler göllerden olan Salda Gölü bu popülaritesini ülkemizin en temiz göllerinden biri olmasına ve etrafındaki bembeyaz kumlara borçlu. Masmavi ve berrak deniz, beyaz kumsalını gördüğünde içinizin açılacağı Salda Gölü bunlar dışında size bir güzellik daha yapıyor. Çamur banyosu! Salda Gölü’ndeki çamurun pek çok uzman tarafından çok farklı mineralleri bir arada bulundurduğu bu sebepten cilde ve çeşitli hastalıklara oldukça iyi geldiği söyleniyor. Çamur banyosunun en büyük handikabı beraberinde gelen ve pek de hoş olmayan kokusu olsa da Salda Gölü’ndeki çamurun diğer bölgelerdeki çamurun aksine kokusuz. Hatta çamur banyosu yapanlardan bazıları bu çamurun hoş kokulu olduğunu dahi söylüyor.

Sit alanı olmasından dolayı etrafında yapılaşma bulunmayan Salda Gölü sakin ve huzurlu bir tatil isteyenler için ideal. Maldivler’in hayalini kurup çeşitli imkansızlıktan ötürü gidemeyenler için de Maldivler’in ülkemizdeki şubesi olarak kapılarını ziyaretçilerine açıyor. Fotoğraf çekmek isteyenler için eşsiz köşelerden olan gölde yakın bir zamanda çeşitli su sporları ve yamaç paraşütü gibi aktiviteleri gerçekleştirme imkânı sağlayacak. Bunun yanında Salda Gölü kenarında kamp yaparak keyifli bir tatil geçirebilirsiniz. Kamp değil de daha profesyonel bir şekilde konaklamak istiyorum derseniz Burdur otelleri sayfasına bir göz atın deriz.

Abant Gölü, Bolu

Mudurnu ilçesinin sınırları içerisindeki Abant güzelliği herkes tarafından onaylanmış enfes bir mekân. Özellikle sonbahar aylarında Bolu içerisindeki diğer güzelliklerden olan 7 Göller ile birlikte ülkemizin en güzel köşelerinden biri haline geliyor. Abant Gölü yaklaşık 900 metre uzunluğunda. Onu emsallerinden ayıran ise yüzeyini kaplayan ve oldukça nadir bulunan sarı ve beyaz nilüferler. Bu örtü Abant Gölü’nün güzelliğine güzellik katıyor. Milli park olarak koruma altına alınmış olan Abant Gölü’nün etrafında birçok aktivite imkânı bulunuyor. Bunlardan başlıcaları göl etrafında bisiklet, fayton ve at gezileri.

Etrafı yaklaşık 7 km olan Abant Gölü’nde yürüyüş parkuru da mevcut. Bu parkurda yürürken huzur ve dinginlikle dolacaksınız. Ortalama bir hızda yürürseniz gölün etrafındaki yürüyüşünüzü yaklaşık 2 saatte tamamlıyorsunuz. Bu iki saatlik yürüyüş boyunca saçına beyaz ve sarı çiçekler takmış bir kız edasıyla duran Abant Gölü size müthiş kareler sunuyor. Bundan dolayı yürüyüş zamanının üzerine fotoğraf çekerken harcayacağınız zamanı eklerseniz daha iyi olur. Çünkü bu güzelliğe kayıtsız kalamayacak ve yürüyüşünüze fotoğraf çekmek için sık sık ara vereceksiniz. Gölün çevresi de onlarca farklı türden oluşan bir orman örtüsüyle kaplı. Öte yandan Yabani Hayatı Geliştirme Sahası olarak adlandırılan bölgede yabani kuşlar ve hayvanlar da mevcut. Çakal, tilki, ayı gibi hayvanlar da bu saha içerisinde hayatlarını devam ettiriyorlar. Fakat bu sizi endişelendirmesin. Çünkü bu hayvanları göl etrafında görmeniz mümkün değil. Abant Gölü ve çevresindeki güzellikleri görmek için bir gün yeterli olmuyor. Daha uzun ve dolu dolu bir tatil geçirmek isterseniz Bolu otelleri sayfasından hemen bir otel beğenip, rezervasyonunuzu yaptırabilirsiniz.

Eğirdir Gölü, Isparta

Tüm mevsimlerde ayrı bir güzelliğe sahip olan Eğirdir Gölü’ne yılın istediğiniz döneminde gidebilirsiniz. Yeşilin bin bir tonuyla kaplı ormanlar ve meyve ağaçlarıyla kaplı olan Eğirdir Gölü denizden yüksek olmasıyla da yaz aylarında dahi oldukça serin. Göller Yöresi olarak adlandırılan bölgenin ortasında bulunan Eğirdir Gölü zengin konaklama alternatifleriyle de hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. 468 kilometrelik bir alanı kaplayan Eğirdir Gölü bu yüzölçümüyle Göller Yöresi olarak adlandırılan bölgenin en büyük, ülkemizin ise 4. büyük gölü. Çeşitli balık türlerinin de yaşadığı göl ayrıca sulama ve enerji üretimi bakımından da büyük öneme sahip. Yaz aylarında yüzme imkanının da bulunduğu göl kalabalık tatil beldelerinden sıkılanların imdadına yetişiyor. Yolunuz buraya düşerse sizi bir göl gezisinden çok daha dolu bir gezi deneyimi bekliyor. Göl etrafında Yeşilada ve Ayastefanos başlıca gezi noktalarından. Özellikle Yeşilada oldukça popüler bir turizm noktası. Göl etrafında da yapabileceğiniz birçok aktivite mevcut. Bunların başında göl etrafında yürüyüş yapmak geliyor. Bunun yanında tekne turları ile gölün mavi suları üzerinde eşsiz bir gezintiye çıkabilirsiniz. Eğirdir Gölü’ne yolunuz düşerse yanınıza fotoğraf makinenizi almayı ihmal etmeyin. Kadrajınıza enfes kareler düşebilir. Bu yıl gezi rotanıza Eğirdir Gölü’nü de eklediyseniz Isparta otelleri sayfasına bakmak için acele edin.

Çıldır Gölü, Ardahan

Kars ile Ardahan arasında bulunan Çıldır Gölü resmi olarak Ardahan sınırları içerisinde bulunuyor. Doğu’nun Van Gölü’nden sonra en büyük gölü olan Çıldır Gölü içerisinde farklı birçok balığın yaşadığı bir tatlı su gölü. Yılın her döneminde balıkçılığın yapılabildiği bu göl bölge halkının da geçim kapısı. Çıldır Gölü etrafında yaşayan halkın neredeyse tümü balıkçılıkla uğraşıyor. Göl etrafındaki sert tabaka bu bölgede tarım yapmayı neredeyse imkânsız hale getiriyor. Kış aylarında donan göl üzerinde paten yapmak son yılların gözde aktivitelerinden. Ayrıca son yıllarda popülerlik kazanan Doğu Ekspresi Çıldır Gölü’ne turistik anlamda oldukça olumlu katkılar sağlıyor. Yolunuz Çıldır Gölü’ne düşerse siz de gölden balık tutarak oldukça keyifli zaman geçirebilirsiniz. Eğer kış ayında Çıldır Gölü’ne uğrarsanız paten ve kızakla kaymayı ihmal etmeyin. Etrafında pek yeşilliğin olmadığı göl kış aylarında donmasıyla beraber enfes bir güzelliğe bürünüyor. Siz de Çıldır’ın güzelliğine şahit olmak isterseniz Ardahan otelleri sayfasına göz gezdirebilirsiniz.

Meke Krater Gölü, Konya

Dünyanın nazar boncuğu olarak adlandırılan Meke Gölü Konya Ovası’nın düzlüğüne inat edercesine başını asice kaldırıyor. Volkanik patlama sonucu meydana gelen ve yaşı tahmini olarak 5 milyon olan Meke Gölü, ortasındaki boşluğun zaman içerisinde su ile dolmasıyla bu günkü haline gelmiş. Çok sayıda yerli ve yabancı turistin kamp, gezi gibi amaçlarla ziyaret ettiği göl ne yazık ki son yıllarda neredeyse kurudu. Bilinçsiz sulama, kuraklık vb. gibi nedenlerden dolayı bizleri yavaş yavaş terk eden Meke Gölü geçtiğimiz yıllarda kar sularıyla az da olsa canlansa da halen eski neşesine kavuşmuş değil. Kuşbakışı bakıldığında mavi bir gözü andıran gölde son yıllarda maviliğin yerini beyazlık aldı. Bu beyazlık da neyin nesi diye soracak olursanız hemen cevaplayalım. Meke Gölü’nün sularının çekildikçe geriye tuz birikintisi kalıyor. Eski halinden bambaşka bir hale bürünen göl bu haliyle de görenleri büyülüyor. Siz de bu güzelliği yakından görmek isterseniz Konya otelleri arasından seçim yapmak acele edin.

Van Gölü, Van

Ülkemizin en büyük gölü olan Van Gölü yöre halkı tarafından deniz olarak adlandırılıyor. Aslına bakarsanız yöre halkı Van Gölü’ne deniz demekte hiç de haksız değil. Çünkü burası gerçekten çok büyük. Gölün suları mavi, yeşil, turkuaz olarak sürekli değişiyor. Göl üzerinde bulunan 4 adadan ise adeta tarih ve medeniyet fışkırıyor. Bu adalardan en ünlüsü Akdamar Adası. Bunun yanında göl üzerinde düzenli tekne seferlerinin de olduğu tek ada. Yalnızca Akadamar Adası’nı gezmek dahi bir gününüze mal oluyor. Ada üzerindeki en popüler mekân Akdamar kilisesi. Göl üzerindeki diğer adaların hepsinde de bir Ermeni kilisesi mevcut. Adır Adası, Çarpanak Adası ve Kuş Adası Van Gölü üzerindeki diğer adalardan. Bu adalara ancak kendi imkanlarınızla ulaşabiliyorsunuz. Van Gölü ve etrafındaki güzellikleri görmek için Van otelleri sayfasına göz gezdirdikten sonra sadece birkaç dakika içerisinde online rezervasyon işleminizi tamamlayabilirsiniz.

Nemrut Krater Gölü, Bitlis

Volkanik faaliyetler sonucu oluşan Nemrut Krater Gölü doğal güzelliğiyle görenleri adeta büyülüyor. Nemrut Dağı’nın zirvesinde iki ayrı göl olan krater gölünden birinin suyu soğuk ve tatlıyken diğerinin suyu sıcak. Tatlı suya sahip olan gölde birçok balık yaşıyor. Hatta yöre halkı geçimini bu balıklardan sağlıyor. Özellikle ilkbahar aylarında bambaşka bir güzelliğe bürünen göl doğa fotoğrafçılarının uğrak noktalarından. Bunun yanında bu aylarda göl kenarında yüzme yarışmaları, konser gibi çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Nemrut Krater Gölü gezisi hazırlığındaysanız Bitlis otelleri sayfasından erken rezervasyon imkanı tanıyan tesislerden birini seçebilirsiniz.