Bembeyaz pamuklarla sarılmış mistik bir dünya; çok çekici ama bir o kadar da naif görünüyor. Bölgenin 2000 yıllık tarihi, antik kenti, ünlü şifalı suları, müzesi ise bu doğa harikası pamuk beyazı oluşumların güzelliği ile bütünleşiyor. Türkiye’yi dünyaya tanıtırken birçok kez manşet olan, görenleri büyüleyen ve eşine nadir rastlanan harika bir turizm diyarına doğru yola çıkabilirsiniz: Pamukkale Travertenleri.
Yumuşacık pamuklarla kaplı bir alanın üzerinde yürüyormuş hissi birçok kişi için çok keyifli olduğu kadar bir o kadar da rahatlatıcı. Dünyanın her yanından buraya sadece travertenleri görmek için gelenlerin sayısı hiç de az değil. Tabii ki dünyada nadir bulunan güzelliklerden biri olan traverten dokusunun bozulmaması için alana sadece çıplak ayakla girebilirsiniz.
Pamukkale Travertenleri başlı başına görülmeye değer bir güzellik sunsa da çevresinde de çok etkileyici bir antik kent var. Dünya mirasları arasına travertenler ile birlikte giren Hierapolis Antik Kenti gezip de birçok tarihi kalıntı görebileceğiniz oldukça büyük bir alan. Bölgenin geçmişi ise Roma hatta Helenistik döneme kadar dayanıyor. Dünyaca ünlü Kleopatra Havuzu da şifalı suları ile antik kentte sizi bekliyor.
⇒ Pamukkale Travertenleri Otellerini İnceleyin
Pamukkale Travertenleri Nasıl Oluşmuştur?
Pamukkale Travertenleri dünyadaki en etkileyici doğal oluşumlardan biri. Tabii ki böyle enfes güzellikteki bir alanın nasıl oluştuğu da çok kişi tarafından merak ediliyor. Travertenlerin meydana gelmesinde asıl etkenin bölgedeki mineralli termal sular olduğu söylenebilir. Travertenlerdeki şifalı termal suların önemli bir özelliği kalsiyum hidrokarbonat bakımından çok zengin olması.
Sıcaklıkları 35 ile 100 derece arasında değişen sudaki mineraller oksijenle temas ediyor. Termal suların yüzeye çıkıp oksijenle teması esnasında karbonmonoksit ve karbondioksit uçarken kalsiyum karbonat ise çökeliyor. Zaman içinde ise üst üste birikip katılaşan tortu pamuksu görünümdeki travertenleri oluşturuyor.
Pamukkale Travertenleri’nin Beyaz Renkte Olmasının Nedeni Ne?
Pamukkale Travertenleri’nin bembeyaz pamuksu görünümüne de ayrı bir başlık açmak yerinde olur. Masalsı ve narin bembeyaz bir pamuk vadi gibi görünen travertenler rengini termal sular ile içindeki minerallerden alıyor. Belirtildiği gibi termal sular oksijenle temas ettiğinde içindeki kalsiyum karbonat reaksiyona girip çökeliyor.
Kalsiyum karbonat çökeldiğinde jel kıvamında bir tortu şeklinde birikmeye başlıyor. Üzerinde çıplak ayakla yürürken bu tortunun yumuşacık hissini tabanlarınızda duyumsayabilirsiniz. Kaynaklarından çıktıktan sonra travertenleri oluşturdukları alanlara gelene kadarsa turkuaz rengindeki mineralli termal sular üzerinden akıp geçtikleri her yeri beyaz renge bürüyor.
Hierapolis Antik Kenti ve Antik Havuz
Pamukkale Travertenleri’nin bulunduğu ören yeri kültür ve tarihi gezileri seven kişiler için tam bir cennet. Travertenlerin hemen yanında bulunan Hierapolis Antik Kenti ile tarihi bir yolculuğun kapısı açılıyor. Antik kentin ilk kuruluş tarihinin hangi yıl olduğu bilinmiyor ancak MÖ 2. yüzyıla dayandığı tahmin ediliyor. Şu an antik kente ağırlıklı olarak Roma kültürünün kalıntıları hakim.
Deprem bölgesi olduğundan sık sık yıkılıp yeniden inşa edilen bir yer Hierapolis Antik Kenti. Özellikle MS 60 yılında çok büyük bir deprem geçirdikten sonra neredeyse tamamen yok olmuş. Yüzyıllar boyunca çok sayıda medeniyetle karşılaşmış olan antik kentin her bir köşesinde köklü bir kültürün, insanlık tarihinin izleri var.
Hierapolis’in en turistik ve görkemli yapılarından birinin Antik tiyatro olduğu söylenebilir. Çok geniş bir oturma alanına sahip olan tiyatronun ihtişamlı sahnesi ve sütunları da oldukça dikkat çekici. Tepede bulunan antik tiyatroda bir zamanlar gladyatörler savaşıyormuş. Tiyatro sanki hala onların ruhunu barındırıyor. Ayrıca çeşitli hayvan gösterilerine de sahne olmuş bu antik yapı.
Hierapolis ve Pamukkale Travertenleri ile özdeşleşen antik havuz da mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. 20 yüzyılı aşkın bir geçmişinin olması çok etkileyici. Antik havuz bir deprem sonrasında açılan çukurun içine şifalı termal suların dolması ile oluşmuş. İçinde deprem nedeniyle yıkılan tarihi sütunlar da bulunuyor.
Büyülü ambiyansı dışında antik havuz yüzyıllardır olduğu gibi özellikle şifalı suları ile yerli yabancı çok sayıda turisti çekmeye devam ediyor. Hatta özellikle yoğun dönemlerde günlük ziyaretçi sayısının 2.500’ü aştığı da belirtiliyor. Havuzun bir diğer ismi de Kleopatra. Rivayete göre Mısır kraliçesi Kleopatra da havuzun şifa verici özelliğini öğreniyor ve burada yüzüyor.
Bölgenin sağlık turizmi olarak da çok popüler olmasının nedeni Kleopatra Havuzu ve diğer sıcak su kaynakları. Havuzlardaki şifalı suların özellikle kalp-damar sertliğine, bazı kaşıntılı deri rahatsızlıklarına, romatizmal hastalıklara ve ruh sağlığına iyi geldiği belirtiliyor.
Peki, Hierapolis’te başka neler var? Antik kentte aynı zamanda büyük bir hamam kompleksi, katedral ve küçük bir arkeoloji müzesi de yer alıyor. Bölgede birçok dini ve tarihi kalıntılar ile karşılaşmanız mümkün.
Pamukkale Girişi Ücretli mi?
Pamukkale Travertenleri’ne giriş ücreti 2022 senesi itibarıyla 110 TL olarak güncellendi. Girişte travertenler için bilet aldığınızda Hierapolis Antik Kenti’ni ve antik havuzu da gezmeniz mümkün. Yalnız burada bir detaya dikkat etmekte fayda var. Antik havuzda yüzmek değil sadece havuzun etrafında yürümek ve fotoğraflamak giriş ücretine dahil.
Antik havuzda yüzmek isterseniz ayrı bir ücret ödemeniz lazım. Antik havuza giriş ücreti kişi başı 60 TL. 7-12 yaş arası çocuklar için havuz giriş ücreti 25 TL iken 6 yaş altındaki çocuklar ise tarihi havuzda ücretsiz olarak yüzebilir. Havuzda 2 saat boyunca çok rahatlatıcı ve keyifli bir yüzme deneyimi yaşayabilirsiniz. Öte yandan, havuz için Müzekart geçerli değil.
Müzekart çıkarttığınızda belirtilen tüm yerleri yıl içinde sınırsız sayıda ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Sadece Müzekart ile yılda 2 kez ücretsiz giriş hakkı sunuluyor. Ziyaret saatleri ise güncellenebildiği için gitmeden önce Müzeler Müdürlüğü resmi sitesinden bilgileri kontrol edebilirsiniz. Çoğunlukla yaz ve kış dönemi saatleri farklılık gösteriyor.
Pamukkale Travertenleri’ne Nasıl Gidilir?
Denizli’ye uçak yolculuğu yapacaksanız havaalanından özel araç, taksi veya servisleri kullanarak travertenlere gidebilirsiniz. Aynı zamanda Denizli Otogarı’ndan minibüslere binerek bölgeye ulaşmanız da mümkün. Merkezden travertenlere ulaşım rahat ve konforlu. Yolculuk mesafesi ortalama 18-20 km kadar.
Travertenlerin korunması için özel araçların travertenlerin çok yakınına gelmesi yasaklanmış durumda. Alandan biraz uzaktaki bir otoparka aracınızı park edip, belediyenin toplu taşıma hizmetlerinden yararlanarak travertenlere ulaşabilirsiniz.
Pamukkale Travertenleri’ne Giderken Nelere Dikkat Edilmeli?
Türkiye’nin turizm cennetlerinden birine giderken ayakkabılarınızı çıkartacağınız için yanınızda bir poşet bulundurmanızda yarar var. Antik havuzda yüzmeyi planlıyorsanız ya da öyle bir düşünceniz yoksa bile yanınızda mayo, havlu, şapka ve güneş kremi bulundurmanız iyi olur. Antik havuzu gördükten sonra fikriniz her an değişebilir.
Travertenler her mevsim yoğun bir ziyaretçi akınına uğruyor. Termal havuzların sıcaklığı kış aylarında da 35 derecenin altına düşmediği için bu dönemde bile sıcak şifalı su keyfi yapabilirsiniz. İlkbahar ve sonbahar dönemleri havanın ılık olması nedeniyle ziyaret için oldukça ideal. Yaz mevsiminde ise aşırı sıcaklardan etkilenme riski bulunuyor.
Pamukkale Travertenleri’nde Ziyaret Edebileceğiniz Bölümler
Pamukkale Travertenleri’nde tam 17 tane termal havuz bulunuyor fakat bölge koruma altına alındığı için sadece ziyarete açık bölgelerde dolaşabilir ve yüzebilirsiniz. Bu nedenle bütün termal havuzlarda yüzmeye izin verilmiyor. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde bulunan travertenler için getirilen bu özel koruma önlemleri çoğu doğaseveri memnun etmiş görünüyor.
Pamukkale Travertenleri’nde Ne Yenir?
Bölgede iki adet kafe var ancak menüler biraz kısıtlı. Hamburger, sandviç, döner, salata gibi bazı yiyecekleri bulabilirsiniz. Özellikle Kleopatra Havuzu’nun yanındaki tesislerde biraz daha fazla çeşit sunuluyor. Gezi esnasında acıkır ve bir şeyler atıştırmak isterseniz bu kafelerde mola verip, yemek yiyebilirsiniz.
Yorumlar
0 Yorum