Nemrut Dağı, güneşin doğuşunu ve batışını izlemenin verdiği mistik havayı muhteşem manzarasıyla birleştiriyor. Kral mezarları, tümülüsler ve Tanrı heykelleri ile oldukça önemli bir kültür hazinesi olan Nemrut Dağı, ziyaretçilerini binlerce yıl öncesine götürürken aynı zamanda kendilerini o dönemin içinde hissetmelerini sağlıyor.

⇒ Nemrut Dağı Otellerini İnceleyin

Nemrut Hangi Uygarlığa Aittir?

Nemrut Dağı’nda bulunan heykeller ve kalıntılar uzun yıllar boyunca gizemini korumuş. Öyle ki bu heykeller ve kalıntılar 1881 yılına kadar hiç keşfedilmemiş. 1881 yılında bölgede yapılan yol çalışmaları sırasında orada görevli olan Charles Sester bazı kalıntılar bulmuş. İlk etapta bu kalıntıların Asur dönemine ait olduğu düşünülmüş.

Berlin’de bulunan Prusya Kraliyet Akademisi, bölgeyi araştırması için Otto Punchtein adlı bir bilim insanını göndermiş. Mühendis Charles Sester ve ekibiyle araştırmalara başlayan Alman bilim insanı kazılarda birçok esere ulaşmış. Bunlar arasında yer alan Grekçe bir kitabe sayesinde kalıntıların Kommagene Uygarlığı’na ait olduğu tespit edilmiş.

Kommagene Kralı I. Antiochos tarafından yaptırıldığı keşfedilen heykellerin hangisinin hangi tanrıya ait olduğuna dair bilgiler Grekçe kitabede detaylı şekilde yazılıymış. Bizzat kralın ağzından yazılmış olan kitabede o döneme ait kanunlar da yer alıyormuş. Kommagene Krallığı’nın M.Ö. 750- M.S. 100 yılları arasında Fırat ve Dicle nehirleri arasında hüküm sürdüğü düşünülüyor.

Nemrut Dağı Manzarası

Nemrut Efsanesi Nedir? 

Uzun yıllardır gizemini koruyan ve içerdiği heykeller nedeniyle “Tanrıların Dağı” olarak da isimlendirilen Nemrut Dağı hakkında birden çok efsane bulunuyor. Öyle ki Nemrut Dağı’nın uzaylıların dünya üzerindeki gizli üssü olduğunu söyleyenler bile var. 

Efsaneler arasında en çok kabul göreni ise Kommagene Uygarlığı’na ait olanı. Buna göre Kommagene Kralı I. Antiochos tüm kültürleri birleştirmek için farklı kültürlerin tanrılarının heykellerini bir araya getirmek istemiş. Bu amaçla Yunan ve Roma Tanrılarının yanı sıra doğu geleneklerini de kapsayan, uzunlukları 10 metreyi bulan tanrı heykelleri yaptırmış ve burada toplamış.

Efsane ile ilgili farklı birçok yorum olmakla birlikte Kommagene Kralı’nın bunu yaparken yeni bir din kurmayı amaçladığına inanılıyor. Kral ölümsüzlüğe ulaşmak ve dünyaya hükmetmek için kurmayı amaçladığı yeni dinin merkezinin Nemrut Dağı olmasını istemiş. Heykellerin isimlerinin hem Persçe hem de Yunanca olması nedeniyle kralın bu iki kültürü bir araya getirme gayesi olduğu düşünülüyor.

Nemrut Dağı Heykelleri

Nemrut Dağı Heykelleri Nasıl Oluşmuştur? 

Nemrut Dağı heykellerinin yukarıda da belirttiğimiz üzere Kommagene Kralı I. Antiochos tarafından yaptırıldığı biliniyor. Kireçtaşı blokları kullanılarak yapılan heykeller ile bölge dini bir merkez haline getirilmeye çalışılmış. Annesi tarafından Yunan, babası tarafından Pers kültürüne sahip olan kral I. Antiochos bu sayede doğu-batı sentezini gerçekleştirmeyi amaçlamış. 

Ayrıca kral ölümünden sonra yüksek bir bölgeye gömülmek istediği için tanrı heykellerinin yanına kendisi için tapınak inşa ettirmiş. Tümülüs de denilen 50 metre yüksekliğindeki bu piramit mezar çakıl taşları kullanılarak yapılmış. Anıt mezar 1881 yılındaki keşifler sırasında bulunmuş olmakla birlikte, kralın mezarı tümülüsün zarar görmesinden endişe edildiği için henüz görülemiyor. 

Nemrut Dağı Heykelleri

Nemrut Heykelleri

Nemrut Dağı’nın tepesine çıkıldığında görülen tümülüsün yanı sıra batı, doğu ve kuzey terasları ile bu kısımları birleştiren kutsal tören yollarının tamamı Kral I. Antiochos’un anıt mezarını oluşturuyor. Dağın batı ve kuzey teraslarında heykellerin dışında Kommagene hanedanına bağlı olan önemli kişilerin kabartmaları da görülebiliyor.  

Doğu terasında 10 metre kadar yüksekliği olan tahtlar ve bunların üzerinde sıra halinde oturan dev tanrı heykelleri görülüyor. Tanrı heykellerinin hepsi yüzleri güneşe bakacak şekilde konumlandırılmış. Tanrı heykellerinin dizilimi ise sırasıyla şu şekilde: Kral I. Antiochos, Bereket ilahesi Fortuna Thyce, Tanrıların yöneticisi ve hükümdarı olarak kabul edilen Zeus- Oromasdes, Apollon- Mitras ve Herakles- Artagnes.

Tanrıların sırasında ayrıca bir sunak da bulunuyor. Gökyüzü hakimiyetinin simgesi olan koruyucu kartal ve yeryüzü hakimiyetini simgeleyen koruyucu aslan yine bu bölümde yer alıyor.

Batı terasındaki heykeller doğu terasındakilere simetrik olacak şekilde ayarlanmış. Doğu terasındaki sunak yerine burada dikili taşlar yerleştirilmiş. Bunların üzerinde de ataların yazıtları ve kabartmaları görülebiliyor. Güç ve hakimiyet sembolü heykellerin yanı sıra yine tahtlarında oturan tanrı heykelleri, Kral I. Antiochos’un heykeli ve tanrılarla tokalaşmanın sembolü olan kabartmalar bu terasta görülebiliyor.

Nemrut Dağı Heykelleri

Batı terasında astrolojiye yönelik aslan horoskop kabartması bulunuyor. Kabartma üzerindeki ay ve yıldızlar Kral I. Antiochos’un tahta çıktığı 7 Temmuz 62 tarihini gösteriyor. Dünyanın en eski horoskopu olan bu aslan kabartması sağa doğru dönerek yürüyen bir figür. Kommagene halkı için kutsal sayılan aslan horoskopunun sırtında 3 büyük yıldız, boynunda 1 hilal ve gövdesinde 19 adet yıldız görülebiliyor.

Eklemek gerekir ki batı terası doğu terası ile benzer özelliklere sahip olmakla birlikte biraz daha tahrip olmuş durumda. Buna bağlı olarak batı terasında ziyaretçileri biraz daha dağınık bir görünüm bekliyor. Görmek isteyenler için Kral I. Antiochos’a ait tümülüs ve kutsal alanların tamamı Nemrut Dağı Milli Parkı içerisinde yer alıyor.

Günümüzde tıpkı Kral I. Antiochos’un mezarı gibi Nemrut Dağı’nın birçok bölgesi keşfedilememiş olması nedeniyle gizemini koruyor. Özellikle o dönemin teknolojisiyle o devasa heykellerin dağın tepesine nasıl taşındığı belirsiz. Arkeologlar bu konuda, heykellerin dağda halihazırda bulunan kireçtaşı blokları kullanılarak yapıldığı fikrinde birleşiyor.

Nemrut Dağı’na Nasıl Gidilebilir?

Van Gölü’nün batısında yer alan Nemrut Dağı, Adıyaman ve Malatya şehirleri arasında kalıyor ve bazı bölümleri Bitlis’e bağlı. Nemrut Dağı’na yapılan geziler genellikle tur şeklinde. Bununla birlikte dilerseniz özel aracınızla da bölgeye ulaşabilirsiniz. Aksi halde Adıyaman merkezde ve Kahta ilçesinde bu tur için araç kiralanabiliyor.

Nemrut Dağına Nasıl Giderim

Adıyaman’ın Kahta İlçesi’ne bağlı Karadut Köyü’ne kadar asfalt yol bulunuyor. Sonrasında kilitli parke taşla kaplı bir yol sizi bekliyor. Adıyaman Havaalanı’ndan Nemrut Dağı’na özel aracınızla giderseniz yolculuk 66 km sürüyor. Bunun dışında Adıyaman merkezden Nemrut Dağı’na ulaşmak için kullanabileceğiniz çeşitli güzergahlar bulunuyor. Elbette ki tercih ettiğiniz güzergaha göre mesafe değişiyor.

Kahta İlçesi üzerinden gidersiniz 34 km, Cendere Köprüsü güzergahını kullanırsanız 54 km’lik bir yolculuk sizi bekliyor. Arsameia Antik Yolu’nu da görmek isterseniz bu yol üzerinden Nemrut Dağı’na ulaşım 77 km sürüyor. Yeni Kale üzerinden gitmeyi tercih ederseniz yolculuğun 59 km süreceğini de belirtelim.

Turlara katılmayı düşünenler için 3 farklı tur imkanı da bulunuyor:

  • Normal Tur: Günün her saati çıkılabilen bu tur güneşin doğuşunu ve batışını kapsamıyor. Ayrıca genellikle sabah saatlerinde çıkıldığını da ekleyelim.
  • Kısa Tur: Yaklaşık olarak 4-5 saat kadar süren bu turda yalnızca Nemrut Dağı geziliyor. Kommagene Uygarlığı’nın diğer kalıntıları bu tur kapsamında yer almıyor.
  • Uzun Tur: Yaklaşık olarak 5-6 saat süren ve Nemrut Dağı’nı her yönüyle keşfedebileceğiizn bu turda güneşin doğuşunu izleyebilmek için gece saat 2.00’de Adıyaman’dan hareket ediliyor. Nemrut Dağı’nda güneşin doğuşu izlendikten sonra Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü, Yeni Kale ve Arsameia geziliyor. Güneşin batışını izlemek için Adıyaman’dan saat 14.00’de, Kahta’dan ise saat 14.30’da hareket etmeniz gerekiyor.

Nemrut Dağı’nı ziyaret etmek istiyorsanız, bunun için en uygun zaman aralığı yaz ayları olabilir. Ziyaret için dönemin hava koşullarını da göz önünde bulundurmanızda fayda var.