Pamukkale denince akla ilk olarak doğal güzellikleri, travertenleri, kaplıcaları ve şelaleleri geliyor olsa da antik kentlerini de es geçmemek gerekiyor. Yolunuz Pamukkale’ye düşerse, ziyaret etmeden dönerseniz pişman olabileceğinizi düşündüğümüz bu antik kentlerin başında ise Hierapolis Antik Kenti geliyor.
Bu yazımızda Hierapolis Antik Kenti’ne doğru bir yolculuk yapacak ve iki bin yıl öncesine gideceğiz. Siz de Hierapolis Antik Kenti hakkında bilgi edinmek istiyorsanız doğru yerdesiniz.
Günümüzden tam iki bin yıl kadar önce kurulan Bergama Krallığı, tarihe iz bırakan buluşları ile ünlüdür. Bergama halkının hayvan derisinden yaptıkları ve parşömen adını verdikleri kağıtlar, bugün hayatımızın bir parçası haline gelmiş olan ciltli kitapların temelini oluşturur. Öyle ki bu kitaplar, iki yüz bin ciltlik bir hazineye sahip olan meşhur Bergama Kütüphanesi’nin kurulmasını sağlar.
Bergama Krallığı, önemli buluşlarına ek olarak mimari alanında da bugünlere dek uzanan yapılar inşa etmeleri ile de dikkat çeker. Dionysos ve Zeus tapınakları, bu krallık döneminin eserleri arasındadır. Bergama Krallığı, bugünkü İzmir sınırları içinde kurulmuş olsa da, inşa ettikleri Hierapolis nerede diye bakacak olursanız, karşınıza Pamukkale çıkar.
Hierapolis Antik Kenti Tarihi
Bergama Krallığı tarafından Pamukkale travertenlerinin hemen yanı başına kurulan Hierapolis Antik Kenti hikayesi ile iki bin yıl öncesine uzanır. Termal sağlık merkezi olarak inşa edilen Hierapolis Antik Kenti, süregelen yıllar içinde sağlık arayanların umut kapısı olmayı sürdürür.
Hem Bergama Krallığı’nın hem de Hierapolis Antik Kenti’nin kurucusu 2. Eumenes olarak bilinir, ancak kente ismini veren eşi Heira’dir. Antik çağlarda polis kelimesi, bugünkü şehir anlamına karşılık gelir. Bu bilgiden hareketle Heirapolis için Heira’nin şehri ifadesini kullanabiliriz.
MS. 60 yılında yaşanan büyük deprem, kentin helenistik özelliklerini yok etse de, Roma şehri olarak geçirdiği yılların kalıntıları günümüzde de varlığını sürdürmeyi başarıyor.
MS 80’li yıllarda Hierapolis'e Hristiyanlığı yaymak amacıyla gitmiş olan ve Hz. İsa'nın havarileri arasında yer alan Philippus’un burada çarmıha gerilerek öldürülmesi, bölgeyi Hristiyanlığın merkezi konumuna getirir. Philippus’un öldürüldüğü alana bir de şehitlik inşa edilir.
Kentin bir başka önemli özelliği ise, döneminin en önemli kehanet merkezleri arasında sayılıyor olması. Şehir aynı zamanda kendisi de bir kahin olan Anadolu tanrısı Apollon’a adanmış olması ile tanınır. Eskiden insanlar Apollon’un rahiplerine danışarak gelecekten haber almaya çalışırlardı. Bu özelliği şehri döneminin en çok ziyaret edilen bölgelerinden biri haline getirmişti.
Apollon için inşa edilen tapınağın hemen yanında cin deliği adı verilen bir alan bulunur. Cehennem kapısı olarak da bilinen bu alan, yakın zamanda kazı ekibi tarafından bulunarak kısmen ziyarete açılan bir yer altı odasıdır. Antik Çağ döneminde bu kapının ardının ölüler ülkesinin tanrısı Hades’e gittiğine inanılıyordu. Oysa bu odanın sırrı sadece içerisinde bulunan zehirli gazlardır.
Günümüzde sağlık merkezi olma özelliğini koruyan antik kentin termal havuzları turistler tarafından ilgi çekmeye devam ediyor. Sağlık merkezi olarak anılmasının bir başka sebebi, termal havuzlarının yanı sıra Apollon’un oğlunun sağlık tanrısı olarak bilinmesi. Apollon’un sağlık tanrısı oğlunun adına yapılan bu termal havuzların şifalı sularının hastalıklara çare olduğuna inanılırdı.
Hierapolis Antik Kenti'nde Sizi Ne Bekliyor?
UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Miras Listesi içinde yer alan Hierapolis Antik Kenti, yaklaşık iki bin yıllık bir tiyatroya ev sahipliği yapıyor. Ayrıca bölgedeki travertenler, antik kent ve havuz da ziyaretçilerinin oldukça ilgisini çekiyor. Siz de Pamukkale’ye gittiğinizde bu antik kenti gezerek, tarihte keyifli bir yolculuk yapabilirsiniz.
Hierapolis Antik Kenti’nin Bölümleri
Büyük Hamam Kompleksi:
Roma hamamlarını andıran bir yapıya sahip olan Büyük Hamam Kompleksi, yolcuların yıkanıp temizlenerek şehre giriş yapmalarını sağlamak amacıyla kentin dışına inşa edilmiştir. Ancak günümüze sadece duvarları ve tonozları ulaşabilmiş durumda. Bu kalıntıların geçmişi ise, MS. 2. yüzyıla kadar uzanıyor. Kompleksin bir bölümü müzeye çevrilerek turistlerin ziyaretine sunuluyor.
Hierapolis Tiyatrosu:
Hierapolis Antik Tiyatro hakkında kısa bilgi vermek gerekirse, yapımının 150 yıl sürdüğünü söyleyebiliriz. Tarihi ve mimarı yapısı dolayısıyla tipik bir Roma tiyatrosu olsa da, kabartmaları, ihtişamlı görünümü ve oturma alanları ile benzerlerinden hemen ayrılıyor.
Dört ada üzerine kurulan Hierapolis Tiyatrosu, oldukça büyük bir alan kaplıyor. Tiyatronun kapasitesinin yaklaşık 10 bin olduğu bilinmekte. MS. 3. yüzyılda İmparator Septimius Severus zamanında inşa edilmiş olan bu yapı, Geç Roma Dönemi’ne dek aktif bir şekilde kullanılıyor. Ancak o dönemde daha çok gladyatör dövüşlerine ev sahipliği yapıyor.
Agora:
Frontinus Caddesi üzerinde yer alan agoraya, MS. 60’da yaşanan depremin ardından Hierapolis Ticaret Agorası adı veriliyor.
Tritonlu Çeşme Binası:
Bina, Hierapolis Antik Kenti’nin en görkemli anıtsal yapıları arasında gösteriliyor.
Frontinus Caddesi:
Hierapolis Antik Kenti’nin ana caddesi olan bilinen Frontinus Caddesi, 14 metre genişliğinde uzanıyor.
Katedral:
Antik kentin dikkat çeken Hristiyan yapılarından biridir.
Latrina:
MS. 60’da meydana gelen depreme dayanamayarak yıkılsa da, kalıntıları günümüze dek ulaşmayı başarmış durumda.
Apollon Kutsal Alanı:
Bir kehanet merkezi olarak adlandırılan Apollon Kutsal Alanı, kentin en önemli tanrısı için inşa edilmiştir.
İon Sütun Başlıklı Ev:
Hierapolis Tiyatrosu’na giden yol üzerine inşa edilen evin, MS. 2. yüzyıla ait olduğu düşünülüyor.
Surlar:
Antik kentin kuzey, güney ve doğu bölgelerinde surlar inşa edilmiştir.
Kuzey Bizans ve Güney Bizans Kapıları:
Antik kentteki surların bir parçası olan kapılar, MS. 4. yüzyılda inşa edilmiştir.
Aziz Philippus Martriumu:
Hz İsa’nın havarilerinden Aziz Philippus’un öldürülmesinin ardından onun anısına bir şehitlik yapılır. Aziz Philippus’un mezarının bulunduğu bu yapı, aynı zamanda dini ve ruhi tedavi merkezi olarak da hizmet vermiştir.
Gymnasium:
Sütun bir dizi üzerindeki yazıtlar, kentte bir gymnasiumun bulunduğunu işaret ediyor.
Su Kanalları ve Nympheumlar:
Antik kenti çevreleyen tepelerde kanallar yer alıyor. Çevredeki tepelere inşa edilmiş kanallardan oluşan bu alanlardan kente içme suyu sağlanıyor.
Plütonyum:
Plütonyum’un girişi, tapınağın sağ tarafındadır.
Hierapolis Antik Kenti Nerede?
Hierapolis Antik Kenti, Denizli şehrinin 17 km kuzey yönünde yer alıyor.
Hierapolis Antik Kenti'ne Nasıl Gidilir?
Hierapolis Antik Kenti’ne araç ile gidilebildiği gibi, gün içinde düzenlenen özel turlardan da yararlanılabilir. Tarihi kente araç ile ulaşabilmek için, şehir merkezine vardıktan sonra Ankara Bulvarı’na çıkmanız ve daha sonrasında Develi güzergahına girmeniz yeterli olacaktır. Bu güzergahta 20 dakikalık bir yolculuk sonrasında Hierapolis Antik Kenti’ne ulaşmış olacaksınız.
Toplu taşıma araçlarını kullanarak gitmek isterseniz, Denizli Otogarı’ndan veya şehir merkezinden kalkan minibüsleri tercih edebilirsiniz.
Hierapolis Antik Kenti Giriş Ücreti
Hierapolis Antik Kenti’ni ziyaret edebilmek için ücret ödemek gerekiyor. Güncel fiyat bilgisi için buradaki linke tıklayabilirsiniz.
Ancak 18 yaşın altındaki öğrenciler ile Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan öğretmenler, bu tarihi alana ücretsiz bir şekilde girebiliyor.
Hierapolis Antik Kenti Ziyaret Saatleri
Yolunuz Hierapolis Antik Kenti’ne düşerse, ziyaret saatlerinin mevsimlere göre değişkenlik gösterdiğini aklınızdan çıkarmamalısınız. Bölgeyi yaz aylarında 06:30 - 20:00 saatleri arasında, kış aylarında ise 08:00 - 17:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Siz de iki bin yıl öncesinin antik çağlarına uzanan bir zaman yolculuğu yapmak ve Roma kalıntıları arasında dolaşmak isterseniz, Pamukkale’deki Hierapolis Antik Kenti’ni mutlaka ziyaret edin.
Yorumlar
0 Yorum