Binbir Kilise Şehri, Medeniyetler Şehri, 40 Kapılı Şehir, Dünya Kenti, Ani Harabeleri gibi isimlerle anılan Ani Ören Yeri sadece bu yönüyle bile ne kadar renkli ve tarihle dopdolu bir şehir olduğunun sinyalini veriyor. Anadolu tarihindeki en zengin, etkileyici ve büyük yerleşim yerlerinden biri olan Ani Antik Kenti aynı zamanda çok sayıda medeniyetin göz diktiği bir bölge olmuş.

Bizanslılardan Gürcülere, Selçuklulardan Osmanlılara, Ruslardan Bagratuni Ermenilerine kadar çok farklı kültürlere, dinlere ve yaşam tarzlarına tanık olmuş Ani Ören Yeri. Mimarisinde çoğunlukla Selçuklu, Ermeni ve Gürcü izleri taşısa da daha birçok uygarlığın kente dokunuşu bölgenin tarihi yapılarında kendini gösteriyor. Tarihi bir miras olan Ani Ören Yeri 2004 senesinde Dünya Kültür Mirasları Listesi’ne de girdi.

Ani Ören Yeri Tarihi

Ani Ören Yeri’nin tarihinin MÖ 900’lü yıllara; Urartular dönemine kadar hatta daha da eskiye (MÖ 3000) dayandığı tahmin ediliyor. O dönemde bölgede şehirleşme kanıtlarına rastlanmış. Ani Antik Kenti’ni tarihte daha bilinir kılan dönem ise Orta Çağ. Şehri Bagratuni Kralı Aşot 10. yüzyılda kurmuş ve başkenti buraya taşımış. İlk yaptığı işlerden biri de ören yerini güvenlik amacıyla meşhur tarihi surlar ile çevrelemek.

Ören yeri en parlak zamanını da Bagratuni Ermenileri’nin hükümdarlığı altındayken 10. yy ve 11. yy arasında yaşamış. Surlarla çevrilen Ani Ören Yeri çok kısa bir zaman içinde oldukça genişlemiş ve dönemin en zengin ticaret kentlerinden biri haline gelmiş. Bu yıllarda çok sayıda katedral, kilise, saray, çarşı, kervansaray, köprü yaptırılmış.

Askeri amaçla da kullanılan ve birçok medeniyetin hakimiyeti altına giren antik kentin tarihteki dönüm noktalarından birini ise 1064 senesinde büyük bir Selçuklu ordusu tarafından fethedilmesi ile yaşamış. 1071 Malazgirt Savaşı’nın ön hazırlığı niteliğinde olan bu olay Anadolu kapılarının Türklere ilk kez açılması bakımından ayrı bir önem taşıyor.

14. yüzyılda gerçekleşen deprem sonrası ağır hasar alan antik kent gittikçe ihtişamını kaybetmeye başlamış. Ticari açıdan da gerileyen Ani Ören Yeri 16. yüzyılda Osmanlı, 19. yüzyılda ise Rus hakimiyeti altına girmiş. Sonrasında yeniden Osmanlılara ve bir dönem Ermenilere kalan ören yeri Kurtuluş Savaşı yıllarında yapılan anlaşma ile de Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğine bırakılmış.

Ani Ören Yeri Neden Önemli?

Ani Ören Yeri, Orta Çağ döneminin önemli ticaret noktalarından biri olan İpek Yolu üzerinde yer alıyor. Stratejik konum açısından oldukça değerli bir bölgede kurulmuş. Kentin yer aldığı nokta aynı zamanda Kafkaslardan Anadolu’ya ilk geçiş noktasını oluşturuyor.

Ani Antik Kenti Alacasu ve Arpaçay vadilerine hakim yüksek bir kayalığa inşa edildiği için güvenlik bakımından da çok stratejik bir bölge olarak değerlendirilmiş. Türk tarihi açısından önemi ise özellikle 1064 senesinde Ani Kalesi’nin Selçuklular tarafından alınması ile Anadolu’ya giriş kapılarının Türklere açılmaya başlaması.

Ani İsmi Nereden Geliyor?

“Ani” isminin nereden geldiği ile ilgili olarak iki ayrı hikaye anlatılıyor. Bunlardan birincisi Ani isminin Ermeni mitolojisine dayandığı yönünde. Tanrıların babası olarak bilinen Aramazal’ın kızının ismi Anahit’miş. Bu isim “Altın Elli” ya da “Altın Saçlı” anlamına geliyor. Çok sayıda kişi Anahit’i “En güzeli” (Ermenice) anlamına gelen “Ani” diye çağırınca Anahit’in ismi “Ani” olarak da bilinmeye başlanmış.

Ani isminin kaynağının neye dayandığı konusu ile ilgili olarak anlatılan ikinci hikaye ise Urartular hakkında. Şehrin tarihinin MÖ 900’lü yıllara yani Urartulara kadar dayandığı tahmin ediliyor. Bu nedenle kentin isminin Urartu Yer Tanrıçası An’dan geldiği de söyleniyor.

Ani Ören Yeri’nde Sizi Ne Bekliyor?

Kurulduğu andan itibaren bulunduğu stratejik konumun da desteğiyle oldukça kısa sürede gelişip yayılan ve nüfusu 10. yüzyılda 100.000’i aşan Ani Ören Yeri çok sayıda tarihi yapı barındırıyor. Bunların bir kısmı ise büyük oranda korunaklı kalmış.

Antik kentte ilk Zerdüşt Ateşgedesi, Türklerin Anadolu topraklarında inşa etmiş olduğu ilk cami ve birçok kilise en popüler yapılar arasında yer alıyor. Aşağıda Ani Ören Yeri’nde sizi bekleyen bazı önemli yapıları görebilirsiniz:

Büyük Katedral (Fethiye Camii)

Antik kentin en ünlü yapılarından biri olan Büyük Katedral’in doğuşu 990 yılına, Bagratlı Kral II. Sambat dönemine dayanıyor. Yapıya aynı zamanda Fethiye Camii denmesinin nedeni ise Selçuklu Sultanı Alparslan’ın 1064 de bölgeyi fethettikten sonra burada ilk fetih namazını kılmış olması.

Ebu’l Menuçehr Camii

Anadolu’daki ilk Türk camisi olan Ebu’l Menuçehr Camii 1071 ile 1072 yılları arasında inşa edilmiş. Kentin Doğu yönünde yer alan cami Arpa Çay’a ve Ermenistan’a bakıyor. Büyük Selçuklu Dönemi’ne ait güzel bir mimari eser örneği.

İpek Yolu ve İpek Yolu Köprüsü

Ani Ören Yeri çok önemli bir ticaret bölgesi olan ve tarihsel olayları büyük ölçüde etkileyen İpek Yolu üzerinde yer alıyor. İsmi ise o dönemlerde Çin’den Roma, Mısır gibi gibi ülkelere taşınan ürünlerin en değerlisi olan ipekten geliyor. Ören yerinde tabelasını görmeniz mümkün. Ayrıca Arpaçay üzerindeki İpek Yolu Köprüsü’nün de 10. yüzyıldan kalma olduğu tahmin ediliyor. Köprü Kafkasları Anadolu ile bağlıyor.

Tigran Honents Aziz Krikor Kilisesi

Arpaçay Vadisi manzaralı bir teras üzerinde yer alan Aziz Krikor Kilisesi 13. yüzyıl başlarında tüccar Tigran Honents tarafından yaptırılmış. Orta Çağ yapısının taş duvarlarındaki hayvan, bitki ve insan figürleri ise dikkat çekici ayrıntılar arasında bulunuyor.

Zerdüşt Ateşgedesi

4. yüzyıldan kaldığı tahmin edilen Zerdüşt Ateşgedesi etkileyici bir tapınak ancak büyük oranda yıkılmış. Ani kenti 12. yüzyılda Gürcülerin hakimiyetine girdiğinde ise tarihi yapı kilise olarak kullanılmış. Bu yapı bölgedeki dini ve kültürel çeşitliliği göstermesi bakımından da önem arz ediyor.

Surlar

Ani Antik Kenti’nin simgelerinden biri de 4,5 km uzunluğundaki ünlü tarihi surları! Şehrin her yanı surlarla çevrilmiş. Ören yerini dolaşırken yüzyıllar önce güvenlik nedeniyle yapılmış surlardan arda kalanları inceleyebilirsiniz.

Selçuklu Sarayı

Günümüzde iki katlı olan ancak orijinalinde üç katlı olarak yaptırılan Selçuklu Sarayı dikdörtgen şekilde tasarlanmış. Üzerindeki Selçuklu motifleri ve mimarideki taş işçilik ustalığı ise göz kamaştırıyor.

Ani Ören Yeri’nde ayrıca Veba Kapısı, Aslanlı Kapı, Ejderha Kapısı, Çifte Beden Kapısı, Kız Kalesi, Genç Kızlar Kilisesi, Küçük Hamam, Aziz Prkich (Keçel) Kilisesi, Ani İç Kalesi, Polatoğlu Kilisesi, Gürcü Kilisesi gibi daha birçok etkileyici yapı asırlar öncesine kapı açıyor.

Ani Ören Yeri Nerede?

Ani Ören Yeri Kars merkeze yaklaşık 45 km uzaklıktaki Ocaklı Köy’ün sınırları içinde yer alıyor.

Ani Ören Yeri’ne Nasıl Gidilir?

Ani Antik Kenti’ne özel aracınız ile gidecekseniz Celal Aras Caddesi’nden ilerleyip Kars yoluna çıkabilir, Yalınkaya beldesini ve Subatan Köyü’nü geçtikten sonra Ocaklı Köy’e ulaşabilirsiniz. Bir diğer alternatif de Kars-Iğdır yolunu kullanmak.

Toplu taşıma ile gidecekseniz şehrin farklı yerlerinden öncelikle il merkezine gelerek buradan kalkan ve köyün yakınlarından geçen minibüslere binebilirsiniz.

Ani Ören Yeri Giriş Ücretleri

Ani Ören Yeri girişi ücretli ancak Müze Kart ile ücretsiz giriş hakkına sahipsiniz. Ayrıca Müze Kartı kullanmıyorsanız güncel giriş bilgilerini de buradan takip edebilirsiniz.

Ani Ören Yeri Ziyaret Saatleri

Ani Ören Yeri her gün 08.00-19.00 saatleri arası ziyarete açık. Olası güncellemeler için resmi web sitesini kontrol etmenizde fayda var.

Görmeden Dönme

Ani Ören Yeri’ne gelmişken yakınlarındaki bazı turistik noktaları da görmeden dönmeyin! İşte antik kente yakın olan bazı yerler:

  • Kars Müzesi
  • Çıldır Gölü
  • Sarıkamış
  • Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi
  • Kars Kalesi
  • Havariler Kilisesi
  • Kuyucuk Kuş Cenneti
  • Namık Kemal Evi